Daily Archives: Ocak 13, 2012

İnsanlar Çocuklarının Daha İyi Olacağına İnanmıyor

Alıntı (Dünya Ekonomi Formu): Finansal kriz insanoğlunu ruhen olumsuz yönde etkilemeye devam ediyor. Onlar krizin yalnızlığı ve milliyetçiliği yükseltip toplumsal bir şok oluşturacağını düşünüyorlar. Bu durum insanlık tarafından elde edilen tüm ilerleyişe zarar verebilir.

Tüm nesiller boyunca ilk defa insanlar çocuklarının kendilerinden daha iyi yaşam süreceklerine inanmıyorlar. Büyük bir güven ve cesur fikirlerin kaynağı olan edindikleri egoizmin düzeyine rağmen bu endişe çoğunlukla sanayileşmiş ülkelerde ortaya çıkıyor.

Bu zor zamanların bizi yokladığı dönemde hayal kırıklıkları daha da büyüyor ve devlet ile yurttaşlar arasındaki toplumsal anlaşmayı tehdit ediyor. Hükümetler ve yurttaşlar genel durumun (ruh halinin) daha da düşeceğine ve ortaya çıkacak risklere yararlı çözümler bulmaya hazır olmalılar.

Referansım: Bu durum daha da büyüyerek ilerleyecek! Çünkü genel krize yönelik (ekonomik, eğitim, aile, uyuşturucu, sağlık gibi krizler) evrensel sorumluluğun edinilmesinden başka bir çözüm yok! Bunu sadece hükümetlerin yönetebileceği (düzenleyeceği) entegral eğitimin yardımıyla edinebiliriz.

Ölüm Uykusundan Uyandığın Zaman

Kişinin kalbinde bir arzu yoksa o kişi uykuya dalar ve maneviyatta ölü olarak kabul edilir. Tüm bunlardan sonra, kişinin kalbinde arzu uyandığı zaman maneviyat başlar. Arzu asla kendiliğinden gelmez.

Hatta kişi Yukarıdan uyandırılır ve aniden kalbinde bir özlem, farklı bir arzu hissetse bile bu Üst’ün hesabınadır. Yukarının dışında başka bir yerden bize birşey gelmeyecektir. Hatta bununla beraber kişiye Yukarıdan verilmiş olan arzu ile kişinin ilerleyebileceği, kendi başına ilerleyemeyeceği kişiye daha net hale gelir. Bu durum neredeyse hiç bir iz bırakmadan ortaya çıktığı şekilde devam edecektir.

Arzularımızın nereden geldiğini açığa çıkarmak için her an çaba harcamalıyız. Arzularımız sadece, gruptan, bir dosttan, bir etkileşimden, belli bir olaydan ve belli bir hatıradan gelir. Kişi tüm bunları kendisi ile ilişkilendirir çünkü bunların dışından geldiğini hissedemez ve bilemez. Ancak kişi bu arzuyu edinmek için gerilim içinde çaba harcadığını, ortaya çıkmadan bir an önce araştırmış olup olmadığını hesap ve kontrol etmeli. Eğer bu arzunun ortaya çıkmasını önceki ana bağlayacak hiçbir şey yok ise, bu arzu o kişinin değildir ancak bu durumda bu arzu basitçe ondan geçer ve onun hesabına kaydedilmemiştir.

Bu arzu ona ıslah getirmez daha ziyade bir çocuğa öğrenmesi için verilmiş bir pratik gibidir. Ancak bu adamın kişisel ilerlemesi olarak kabul edilmez. Bir çocuk için bir örneğin yeterli olup bizlerin açısından bu örneğin yetersiz olduğu gibi. Tüm ilerleyişimiz sadece kendi arzumuza şükretmektir.

Bu demektir ki önceki hiçbir arzuya sahip olmadığım ve bunu yapamadığım durumun olduğu yerde çabamı çevrem ve kitaplarla ilişkili olarak harcamalıyım. Bu durumlar çaba sarf etmem gereken ve uyandırmam gereken koşullardır.

Buradaki çalışma alışkanlığının net bir plana göre olması çok önemlidir öyle ki ne yapmam gerektiğini şimdi bilmeliyim. O zaman hatırlayacağım ve kendimi yapmam gerekene yönelik zorunlu kılacağım. Bu yüzden bize sürekli amacı hatırlatan gruba şükretmeliyiz.

Eğer ben kendi etrafımda bana daima maneviyatın önemini hatırlatan ve tekrar analiz yapmamı sağlayan bir sistem inşa edersem ek destek alabilirim.
Ancak yine de Yukarıdan anlamadığım bir şekilde amaç bana hatırlatılırsa “Yaratan’ın direkt veya dolaylı etkisi ile” saklı şekillerde Yaratan’ın üzerimizde işlediği gibi kendi arzumu keşfedene kadar devam etmeliyim.

11.01.2012 Tarihli Günlük Kabala Dersinin 2. Bölümünden, Zohar

Okul Toplumun Yozlaşmasının Göstergesidir

Soru: Bizler yetişkin insanların eğitimi hakkında konuştuğumuz zaman bu biraz endişe verici görünüyor. İnsanlar, günümüz gerçekliğinden kopuk eylemleri teklif ettiğimizden dolayı bizleri suçlamaya başlıyorlar.

Cevabım: Buna tamamen katılıyorum! Günümüz dünyası ve bizler onlara tamamen ters ve karşıt önerilerde bulunuyoruz. Gerçekçi gözlerle bakmalıyız. Gerçektende böyle. Burada kısmi çözümler olabilir. Ben, günümüzde olduğu gibi yarısı egoistik yarısı insancıl olacak şekilde bir okul yapamam.

Küçük bir çocuk için okula geldiği zaman, dayak atabiliyorlar, O’ndan çalışıyorlar, Onunla her türlü şeyi yapıp her türlü şeyi yüklüyorlar, çocuğa baskı yapıp tüm olumsuz değerleri aşılıyorlar. Ve Onu birçok iğrenç örneklerle herkes gibi olması için zorluyorlar. Çocuklar sSigara ve alkol kullanmaya başlıyor ve sonrasında daha başka uyuşturucu maddeler. Okul adeta yozlaşmanın, kibrin ve çöküşün okulu. Bazısı okula araba ile gelirken bir başkası yürüyerek geliyor!

Modern toplumun tüm yozlaşmaları ve okul arasında kalan çocuklar kendilerini daha sert ve acımasız bir ortamda buluyorlar. Bu ortamda kavga etmek zorunda kalıyorlar. Bizler bununla bir şeyler yapmaya başlamalıyız. Bunlar bizim çocuklarımız!

Bu egoistik halimizde tüm hissiyatımız eksik ve çocuklarımızla da ilişkilerimiz de bu biçimde olup onları kendimizden itip; “Okuluna git. Orada seni eğitmeliler. Git kendi başına idare et!” diyoruz.

Çocuğun eğitim yeri O’nu normal bir insan yapmalı, O’nu geleceğe ve gelecek topluma yönelik hazırlamalı. Bizler, bireyden bireye bir toplum oluşturmak için bir şey yapmıyoruz.

Ne olacağı bizler için önemli değil. Bu yüzden çocuk yapmak da istemiyoruz. Bariz bir şekilde bir derede yüzüyoruz, büyük bir şelaleye ve uçuruma doğru.

Bütünsel Eğitim Hakkında Konuşmalar 13.12.2011