Zohar Kitab’ının Sırrı

Bizim tüm anlayışımız; geçmişte yaşadığımız hisler ile şu an içinde bulunduğumuz hislerin kıyası temeline dayanmış olmasıdır.

Dünya’ya gelişimizde ailemiz ve yakınlarımızın bizde oluşturduğu model sayesinde anlayış sahibi olur ve tüm varoluşu buna göre algılar, kavrarız.

Hafızamızda yereden bu modeller vasıtasıyla karşılaştığımız her yeni şeyi kafamızdaki modelle kıyaslar ve “neye benzediğini”, “ne olabileceğini” bulmaya ve anlam vermeye, gerçeği kavramaya çalışırız.

İçimizde bize öğretilen Manevi modeller olmadığından bu ruhsal dünyayı nasıl kavrayıp anlam yükleyeceğimizi bilemeyiz.

Oysaki şu anda önümde var olmasına rağmen bendeki eksiklik yüzünden bu realite algılanamamakta.

Zohar kitabı, okunduğunda üzerimizde çalışıp bizde eksikliğini hissettiğimiz manevi modelleri oluşturmaya başlar. Henüz manevi dünyayı algılamayız ancak yavaştan anlamaya başlarız, manevi niteliklerin neyi temsil ve sembolize ettiklerini hissetmeye başlarız; yukarısı-aşağısı, yukarıda ne var ve aşağıda ne, içimizde ne dışımızda ne, daha zayıf olan ne, daha güçlü olan ne, kırmızı ne beyaz ne gibi.

Zohar kitabi bize manevi dünyada bir model rehber olur, aynen bizim maddi dünyada çocuklarımıza oluşturduğumuz model örneği gibi. Böylece sonrasında artık ruhsal resmi görüp anlamaya başlar ve onu bildik parçalara (elementlere) ayırırız. İlginç olan şudur ki daha önce de görmüş olduğumuz bu resmi benzetecek modelden yoksun olduğumuzdan algılıyamamış ve hissedememiştik.

03-11-09 Halka açık Kabala Konferansıdan.

Tartışma | Share Feedback | Ask a question




"Kabala ve Hayatın Anlamı" Yorumlar RSS Feed