YAŞAMI TESPİT EDEN BÜYÜK ARZU

Azu her zaman haz-alma arzusu olarak kalır. İçinde birbirinden farklı ve birbirlerine hiç benzemeyen ve bağımlı olmayan bir çok parçaları barındırır. Aynen, insan bedeninde olduğu gibi. Kalbin, ciğer ya da akıl veya böbrekler arasında hiçbir fonksyon benzerliği olmadığı gibi, her organın kendine has yapısı ve fonksyonu mevcuttur. Hatta birinden diğerine aktarma yapıldığında zehirlenme ya da ölümüne neden olabilmektedir. Organlar bu derecede birbirlerine yabancı ve farklıdırlar. Aralarında ortak bir çalışma ile kurdukları armoni birlikte oluşturdukları tek bedenin fonksiyonu içindir.

Ruhsal bedende bulunan büyük manevi sistemi de bu şekilde okuduğumuzda, aynen Paro, Yisrael, Avraam, Eyüp misali bize birbirleri ile çelişkili gibi görünürler. Ancak hiçbir nitelik iptal edilmez! Sadece ıslah edilir, nihayetinde tek bir niyete, Yaratana bağlanmak için.

O zaman hem Paroya, Bilama ve Balaka ve hatta hem Amelek için de yer bulacağız. İhsan Etme niyetinde olmayan hiçbir arzu kalmıyacak. Arzular ayrı olarak kalacaklar ancak hiçbiri aralarındaki farkı hissetmeyecek! Sistemin tüm bölümleri armoni içinde bulunup, Yaratana benzemek, Onun gibi olabilmek için, aralarında bağ kurup çalışacaklar. Ona benzemekten kasıt ise, Zohar kitabının bize sunduğu gibi sistemi kopyalamak.

Dünyamızda nasıl davranılacağını, oluşturduğumuz modelle, çocuklarımıza gösterdiğimiz ve onların da bizlere olan benzeme özlemleri gibi, tüm arzu ve düşüncelerimizi Zohar kitabında okuduğumuz bu sisteme nasıl birleştireceğimize özlem duymalıyız. Aslında çok azıcık anlıyoruz, aynen annesinin dediklerini zorlukla anlayabilen çocuk misali, o henüz hiçbir şey bilmiyor ve sadece bilmenin özlemini çekiyor! Çocuk annesini anlamakta ne kadar zorlanıyor ve ne büyük çaba sarfediyor! O, konuşulan lisanı ve kullanılan semboller alemini tanımıyor, bulunduğu dünyayı bilmiyor, hiçbir şey tanımıyor! İşte kendinizi onun yerine koyun. Bu aynen Zohar kitabının bizlere anlattığı tablodur.

Şu an, ermiş insanların, uluların, kabalistlerin önündeyim. Bana hiç bilmediğim, tanımadığım bir dünyayı anlatıyorlar, ancak benimle bu dünyanın çocuğu arasında fark var. Çocukta dünyamızı tanıma, bilme arzusu güdüsel olarak mevcut! Yaşamını vareden büyük arzu bu.  Oysa ben, ruhsal dünyayı anlıyabilme ve tanıma arzusunu kendim oluşturmalıyım. Demek ki aynı bedenin farklı organlarını, neşamanın bölümlerini, sistemi tanıma adına birleştirir ve teklerim.

17-01-10-ZoharKitabı-Dersinden alıntıdır.

Tartışma | Share Feedback | Ask a question




"Kabala ve Hayatın Anlamı" Yorumlar RSS Feed