Sevinç İhsan Etmenin Bir İşaretidir

Dün kab tv’yi seyrederken son Kongremizin kültürel programının yayınını gördüm. Kongreye dünyanın dört bir yerinden katılan grupların farklı dans ve etkinliklerini sahneledikleri yayın vardı. Muazzam bir seyirci ve çok özel bir atmosfer vardı, bu yüzden gözlerimi yayından almam imkânsız hale geldi. Sonuna dek izlemek zorunda kaldım.

Hiçbir hayal kırıklığı ve keyifsiz yüzler görmedim zira herkes bu ortak arzudan etkilenmişti ve tüm salon sevinç, ümit, heyecan ve istekle dolmuştu. Ve hatta orada herhangi özel manevi ifşa yer almamış bile olsa ama basitçe, toplumun bu ruh hali bu yolda herkesi etkilemişti. Bunun parçası olan herkes bu anda mutluluğu ve sevinci hissetmişti.

Bu çevrenin etkisinin gücüdür ve ilerlemek için her an eksikliğini yaşadığımız tek şey budur. Yolda, ihsan etmenin ifşasının dışında talep edebileceğimiz başka bir şey yoktur, yani beni sadece ihsan etmeye, diğerleriyle bağ kurmaya bağlayacak ıslah ve başka bir talep yok, kendisi için (Hafetz Hesed (Merhamet niteliği))  herhangi bir şey arzulamayan Bina gibi.

Yaratan bizlerin O’na benzer hale gelmemizi istiyor: ihsan etmek için ihsan etmek ve daha sonra ihsan etmek için almak. İşte bu yüzden bizim ilerleyişimiz daima ”bilgi üstünde” olur, yani bizler ihsan etme niteliğinin yanı sıra hissiyatlarımızda beliren başka bir nitelik veya doyum için talepte bulunamayız. Daha ötesi, ihsan etme fırsatının bana verilip verilmeyeceği hakkında kaygı bile duymam. İçimde sürekli daha ve daha gelişen ihsan etmek için olan arzunun yanı sıra Yaratan’dan herhangi bir şey beklemem.

Dünya bu yaklaşımı henüz anlamıyor ve bizler de bu yaklaşımı bunun buradaki özünü işitmeye ve anlamaya aşama aşama yakınlaşabileceğiz. Tüm insanlık ıslahın bu sürecine girmiş bulunmaktadır ve bizler şunu anlamalıyız ki artık geri dönüş yok. Tarihi durduramayız. Tüm dünya bu yeni niteliğin – dünyayı yönetmeye başlayacak olan ihsan etme niteliği – doğrultusunda çok hızlı bir gelişimden geçiyor.

İşte bu yüzden Kabalistler manevi yolda amaca doğru bizi destekleyecek ve bize güç, arzu ve sevinç verecek bir çevrenin organize edilmesinin dışında başka diğer ifadelere sahip olmadığımızı söylerler. Bunun tümünü Yaratan’dan ve özellikle kendimizden alamayız, bunu ancak çevre verir.

İşte bu yüzden dağıtımımız Kongrelerdeki arzu, istek veren kültürel programlar gibi olayları vurgulamalıdır. Bu demektir ki ” iyiye bağlanmak” ki bizim seçimimizin parolasıdır. Bu tür,  birliği, sevinci aktaran programlar, daha ötesi her kişiye verilecek olan bu yaşamın gücüdür.

Tartışma | Share Feedback | Ask a question




"Kabala ve Hayatın Anlamı" Yorumlar RSS Feed

Sonraki yazı: