Saldırı

“Saldırı” Kendime saldırırım, ilkönce tembelliğime, gururuma, önceki alışkanlıklarıma

Kişi ihsan etmek içinde birçok aksiyon yapmalıdır, çalışmada birçok saati böyle geçer ve dostlarıyla bağ kurmak için birçok çaba ta ki bir karara gelene dek görür ki ihsan etme aksiyonunu yapma şansına sahip değildir. Sadece muazzam çabalarımdan sonra, keşfedemediğim, bana ifşa olmadan önce bilmediğim niyetim, şimdi bana ifşa olur. Bu çalışma çok derindir, yalnızca saf bir kalp ile yapıldıktan sonra gelir, gerçekten onlarla bağ kurmak istediğim ve ta ki aksiyonun sonunda, bunun tam zıttı olduğu bana ifşa olur – her şeyi kendi yararıma kullanıyorum. Mümkün olduğunca tüm kalbimden ihsan etmenin içinde saf bir aksiyon yapmak için bu durum bana bir ödeme olarak, çabalarıma karşılık bir ödül olarak ifşa olur. Ve daha sonra bu çabalarımın sonucu olarak ‘‘kötü eğilimi Ben yarattım’’ denen bir sonuca ulaşırım. Ve bundan öncekiler sadece laf.

‘‘Saldırı’’ – kendime saldırırım – ilkönce tembelliğime, gururuma, önceki alışkanlıklarıma. Tüm bu hesaplamaların üzerinde olacağım bir duruma ulaşmaya ve esas olarak kendimi herkesin içinde, niyetin içinde, beni herkesin arasına itecek bir çekime ihtiyacım vardır. Ve orada olmak istiyorum – kendimi kaybedip herkesin aklını, hissini almak, gerçekten kaybolmak gibi. İstediğim budur. Ve buna Arvut’un (karşılıklı garanti) kabını almak denir.

Yaratılan ve Yaratan arasında mutlak bir dilim vardır ve sadece yaratılanın Yaratan’ı hissetmek istemesine sahip olacağı dereceye göre, yaratılan Yaratan’ı içinde hisseder. Bu gönülden istek ‘‘şansa’’ , ‘‘kadere’’  yani kendisini feshetmesine, kendisini teslim etmesine bağlı olarak gelir. Eğer kişi her ne olursa olsun yolda devam etmeyi özlemlerse ve İhsan Edeni arzularsa – o zaman bu durum onun içinde ifşa olur.

Bizler aklımızda ve hissiyatlarımızda bir sonraki durumların ne olacağını asla bilmeyiz ve ilerleyişin içinde bunları öngöremezsiniz. Bu yüzden ısrarla devam ederseniz, başımızı amacın öneminin hissiyatıyla eğerek – ulaşırız.

Çalışmamızdaki tüm zorluk bizim tek bir yerde çalışmaya ve diğerinin içinde ifşayı almaya ihtiyacımız olduğundandır. Ve kişi çevreden amacın önemini aldığı ve yükselttiği zaman, bu koşul tümünün bir kabıdır, Malhuttur artık. Eğer kişi onları uyandırırsa, onlarla birlikte tek bir arzuda var olursa, eğer onların duaları hep beraber bağ kurarsa – bu durum Malhut de Atzilut’un içine döner.

İlk ifşa ancak bizim duamızın tek bir duada birleşmesine bağlıdır. Malhut tek başına var olmaz – o bir noktadır fakat Malhut bizlerin eksikliklerinden inşa edilir.

Eğer kişi yaşamında gerekliliğinden ve amacın içindeki bağlanma için, gerekli tüm aksiyonları yerine getirirse, bu aksiyonlar ihsan etme hareketleri olarak kabul edilir.

Doğamızı her türlü alışkanlıklar, gelenekler, aksiyonlarla sakinleştirmeye çalışıyoruz, bir psikolojik geri ödemeye sahip olmakla kendimizi sakinleştirebileceğiz. Yani gerçek bizim için önemli değil, bizim için önemli olan sakinleşmek.

Tartışma | Share Feedback | Ask a question




"Kabala ve Hayatın Anlamı" Yorumlar RSS Feed

Sonraki yazı: