Hisset, Taş Gibi

Yaratılışın hamuru “hissetmek” arzunun deneyimlenmesidir. Oysa sanırız ki hissetmek sadece duygulanmalardır. Sevmek ya da nefret etmek misali, ancak gerçek öyle değil, hissetme realitenin kendisidir.

Vladimir Lenin, realitenin bizim bilincimizin dışında bir objektivite olarak tarafımızdan hissedildiğini savunmuş, ancak özelllikle “objektif” ve “bilincimizin dışında” olduğu fikrinde tamamiyle yanılmıştır.

Realite ancak bizimle olan ilişkide onu algıladığımız ve hissedebildiğimiz ölçüde vardır. Gerçeğin muhteviyatı, Yarata‘nın yaratmış olduğu “Alma-Arzusu”dur (Işığın özü olan İhsan Etme niteliği). Farklı seviyelerde farklı biçimlere bürünerek ifşa eder kendini muhteviyat (arzu). Örneğin cansız seviyesinde özünü muhafaza etmeye yönelik olarak kendine yararlı olanı çekip, zararlı olanı itmesi gibi-Artı Eksi örneği.

Işık kendini hisseden arzudan başka hiçbir şey yaratmamıştır.

(Ptiha le Hohmat Kabala-) 15-11-09- Dersinden Alıntıdır.

Tartışma | Share Feedback | Ask a question




"Kabala ve Hayatın Anlamı" Yorumlar RSS Feed