Gerçek Kötülük

Soru: Yaratan’a yapışmak neyi ima ediyor?

Cevap: Yapışma büyük bir ıslah, özelliklerin yada “form” eşitliği bazında birleşme. Alma arzusunun kendisinin maddesini değiştirmemiz gerekmiyor. Yine de bu madde “kötü” olarak görülen, Yaratan’a zıt egoist bir forma (niyet) sahip. Nasıl ki duran, bitkisel ve hayvansal doğa kötü ve Yaratan’a zıt olarak nitelendirilmiyor ise alma arzusunun kendisi de kötü ve Yaratan’a zıt olarak nitelendirilmez. Ve kişi Yaratan’a zıt olduğu hissiyatına varana kadar “kötü eğilim”‘e sahip biri olarak da nitelendirilmez.

Öncelikle niyetinin yada arzunun “form”unun Yaratan’a zıt olduğunu teşhis etmen gerekiyor. Aksi takdirde kişi kötülüğe sahip değildir: basit bir şekilde dürtülerine göre hareket eder. Kabala’da kötülük Yaratan’a, İyiliğe, Işığa zıt bir özellik olarak tanımlanır. Kişi kötülüğü yalnızca iyilik, birlik ve sevgi nitelikleri ona ifşa olduğunda hissedebilir ve kendisini Yaratan’a zıt olarak görebilir. O noktada kişi bir “insan” olur, şu anda bu insan ne kadar kötü olursa olsun. Ve bu sadece Kabala bilgeliğinin çalışılması ile olur. Bunun öncesinde bir insanda yada dünyadaki tüm egoistlerde ıslah edilecek hiçbir şey yoktur. Bu ıslahı gerektiren form değildir. Sadece Yaratan ile benim aramdaki gediğin ıslaha gereksinimi var. Yaratan’a zıt olan formu iyiye, O’na benzeyen hale dönüştürmek zorundayım. Ve karşılıklı ihsan etmekte O’nunla eşit olduğumuzda “yapışma” (Dvekut) diye adlandırılan bağı ediniriz. Bu içsel çalışma (kötülüğün yada kırılmanın ifşası ve ıslahı) yalnızca grup Kabala çalışırken çekilen Işık yoluyla meydana gelir.

Kişi reenkarnasyonlarından (Gilgulim) birinde aniden kalbe bir “vuruş”, onu fiziksel hayata ait olmayan, yeni bir şeye çeken bir “kıvılcım” hisseder. Sıradan, dünyevi varoluşun üzerine çıkmak ister ve derslere ve gruba gelir. Zaman geçtikçe ihsan etmeye ne kadar yetersiz olduğunu hissetmeye başlar. O andan itibaren, kendi doğasının Yaratan’a zıt olduğunun farkına varır. Ancak o zaman onun içinde “kötülüğünün farkındalığı” su yüzüne çıktı denilebilir. Fakat genellikle insanlar “kötülüğün” herkesin Yaratan ile birleşmesine karşı olmak olduğunu değil, yalnızca toplum içerisinde kötü bir insan olmak anlamına geldiğini düşünüyor. Kabala dünyevi kötülüğü (yaşlı bir ninenin karşıdan karşıya geçmesine yardım etmemek yada dilenciye para vermemek) ıslah etmiyor. Bu kötülük, biz manevi kötülükten kurtulana dek hiç bir suretle ıslah edilemez, yalnızca daha da büyümeye devam eder.

– 07/10/10 tarihli Günlük Kabala Dersinin dördüncü kısmından alıntıdır.

Tartışma | Share Feedback | Ask a question




"Kabala ve Hayatın Anlamı" Yorumlar RSS Feed

Önceki yazı: