Bu Dünya Görünmediğinde

Soru: Eğer bu dünya bir yansıma ise o zaman yaptıklarımızın yaratılışın amacına hizmet etmediği anlamı çıkmıyor mu?

Cevap: Bu doğru değil, çünkü görevimiz kendimizi geliştirmemiz ve içinde olacağımız bir yaşam var etmemizdir.

Maneviyatı elde etmek için önce bu maddi hayattan sukutu hayale uğramak gerek. Gerçekleştirebileceğin manevi uygulamalar üzerinde düşünüp bu hayatla maneviyat arasında bağ kurmaya başlıyarak, tüm maddi varoluşunu manevi tekamülüne yönlendirmelisin.

Dolayısıyla bu yansıma dünyasında yaptığın her şey maneviyata dönüşür ve bu dünya da yok olur. Çünkü ondan çıkarıcağın tüm sonuçlar senin ebedi varlığın içindir. O artık yok olur, varlığı sadece kalpteki-nokta ya yardım içindi.

Ve ıslahı da tam bunda saklı olup ne özünü değiştirmesi nede ihsan etme niteliğini elde etmesi olanaklı değildir. Albümin içerikli bedenimizin kendi doğasında ihsan etme özelliğinde olması mümkün değildir. Bu dünyada tüm unsurlar, cansız, büyüyen ve canlı seviyelerinde, bütünün adına biribirlerine ihsan ediyorlarsada bunu bilinçli bir şekilde yapmazlar.

Ben ise bu hayatı ancak ruhumu tekamül ettirdiğim oranda var eder ve gerçekleştiririm. Doğanın diğer seviyeleri (cansız, büyüyen, canlı) aralarında global bir ilişki ve armoni ile bağlanmışlardır ancak bu bağ  bilinçli değildir ve buna karşılık insanoğlu bu seviyeleri (ve de kendi hayvansallığını) ihsan-etme niteliğinde, ruhunda gerçekleştirmeye, yüksek seviyelerde olma bilincindedir.

İşin özü şu ki, insanlık kendi ile birlikte tüm maddi yaratılışı da yüceltir. O, cansız, büyüyen, canlı doğasını ıslah zorunda değildir çünkü zaten ıslah edilmişlerdir. Maddi bedensel varoluşumda ben hayatıma elzem olanı alır ve tüm geriye kalanı da kalpteki noktayı geliştirmeye bırakırım. Öylece bu dünyanın tüm seviyeleri cansız, büyüyen, canlı ve konuşan olarak manevi seviyelerele uyuşurlar.

Demekki bu seviyeler birbirlerini içerirler ve Yaratan tarafından özel niyet olmadan idare edilirler. Ve ben insanoğlu, manevi tekamülümü edinebilmem için, maddi bedenimin ihtiyaçlarını karşılayıp varlığımı sürdürmeliyim. Ve eğer bunu yaparsam maddi bedenim o zaman manevi gelişmeme olanak verecek şekilde onu kullanmama imkan verir. Onu ihsan edene çeviremem, doğasını çalıştıran kanunları da değiştiremem, ama onun varlığına kendi niyetimi bilinçli şekilde bedensel oluşu manevi tekamül için kullanırsam, o zaman tüm ıslahta faal bir paya sahip olmasını sağlarım.

Böyle bir ilişki tüm yaratılışı ıslaha götürür ve hiç bir şey yok olmaz.

Netice itibariyle arzunun hiçbir bölümü yoktur ki bu yansıma dünyasında dahi ıslah olmasın.

Tartışma | Share Feedback | Ask a question




"Kabala ve Hayatın Anlamı" Yorumlar RSS Feed