Alışkanlık Olmuş Egoizmin Ağırlığının Nasıl Üstesinden Gelebilirim

Soru: İçsel çalışmanın bir alışkanlık haline gelmesi gerektiği yazılır. Fakat diğer taraftan da, kişi kendi dünyasını ve tüm geçmiş alışkanlıklarını terk etmesi ve bilinmeyen bir yere girmesi gerekir, Yaratan’ın İbrahim’i gönderdiği gibi veya ‘Kızıl Denizi’ geçmek gibi. Bu yeni yolu nasıl yarabilirim zira hissediyorum ki eğer şimdiki durumumda kalırsam hep aynı yerde kalacağım?

Cevap: Bu çok bilgin bir gözlemdir. Alışkanlık mevcut seviyemizi edinmek için iyidir. Ancak bunun üzerine yükselmek için, kişi kendi toprağını terk etmelidir, İbrahim’in yaptığı gibi. Eski bir alışkanlığı terk etmek yeni bir alışkanlığı edinmeyi arzulamak demektir. Ancak bizler sürekli yeni bir alışkanlık, yeni bir doğa, yeni bir derece ediniyoruz.

Eğer bir şeyler öğrenmek istiyorsak o zaman bir uzmandan örnek almalıyım. O’na (uzmana) göre bu bilim alışkanlık haline gelmelidir, ancak benim için durum böyle değildir. O alışılmış bir anlayışa, edinime ve davranışa sahip oysaki ben değil. Ancak ben de onun gibi aynı hale gelmek istiyorum. İşte bu yüzden daha önce edinmiş olduğum ve halen mevcut alışkanlıklarımı arkamda bırakmak zorundayım. Bu seviyeyi geçtiğimde hemen daha yüksek olan bir şeye bağlanırım.

Hâlbuki maneviyatta bunu yaptığım zaman, Üst Olan’ın dışsal davranışından ziyade içsel davranışına bakmalıyım. Dışsal olarak baktığımda hiçbir şey göremeyeceğim. Ben bir şekilde onun içsel tarafına nasıl bağlanacağımı, onda hangi niteliği ifşa etmem gerektiğini, onun bu seviyesine yükselmek için onu nasıl kullanacağımı ve ondan ne öğreneceğimi incelemeliyim.

Beni yükseltmesi için ondan talepte bulunmalıyım çünkü kırıklıklarım gibi eski alışkanlıklarım tarafından geri tutulmaktayım. Bir taraftan, onlar (alışkanlıklarım) beni bu seviyede destekliyorlar ancak diğer taraftan ise onlar bana yapışmış durumdalar ve daha fazla yükselmeme izin vermiyorlar.

Bu alışkanlıklara, bu bağlanmalara karşı beni ileriye doğru çekecek özel bir güç edinmeliyim. Bu alışkanlıklar yer çekimi kuvveti gibidir, yeryüzünden uzaklaşmama izin vermeyen bir ağırlık gibi. Eğer 100 kilo ağırlığındaysam o zaman beni yukarıya çekmek için bu ağırlıktan daha büyük bir kuvvete ihtiyacım vardır. En azından 101 kilo olmalı aksi halde yukarı çıkamayacağım.

Maneviyatta da aynı şey geçerlidir. Üst Olan’dan şimdiki alışkanlık ve kuvvetimden daha büyük bir kuvvet vermesi için talepte bulunmalıyım. Bunlar çok basit mekanik örneklerdir.

Yaratan’dan alışık olduğum benim önceki tüm doğamı iptal etmesini nasıl talep edebileceğim! Bizler kendi eski battaniye ve yastıklarına çok bağlı küçük çocuklar gibiyiz ve hiçbir şey için bunların gitmesine izin vermekte hemfikir olmayız. İşte bu yüzden beni tutacak ve eski sevdiğim alışkanlıklardan beni alıkoyacak ve yeni daha yüksek alışkanlıklar bana kazandıracak bir çevreye ihtiyacım vardır!

Bu sanki içsel bir sesin size ‘kendi toprağından İleri git’ der gibidir – bu Yukarıdan bir uyandırılıştır. Yaratan’ın İbrahim’e dediği buydu. Bizler kendi alışkanlıklarımızın içine batmış durumdayız ve onların içinden çıkmayı dahi düşünemiyoruz. Alışkanlıklarımın içinde, kendimi emin ve daha güvende hissediyorum. Eğer bir kişi kendi alışkanlıklarını terk etmek için herhangi bir ilham hissederse işte bu ona Yukarıdan geliyor demektir.

19.08.2011 Tarihli Günlük Kabala Dersinin 1. bölümünden, Şamati

Tartışma | Share Feedback | Ask a question




"Kabala ve Hayatın Anlamı" Yorumlar RSS Feed