Daily Archives: Kasım 30, 2011

Farklılığın Koruyucu Duvarını Kırmak

Manevi kabımızın kapasitesi eksik çünkü bizler bu iki zıt durumdan korkuyoruz: nefret ve sevgi. Nefretten kaçınıyoruz ve onu hissetmek istemiyoruz. Bedenimizin savunma mekanizması bizim gerçek nefrete gelmemize müsaade etmiyor.

Ve genel anlamda, nefretten korkuyoruz. Daha doğrusu, dost sevgisine ihtiyacımızın olduğu yazılır ancak bizler buna rağmen bundan hemen nefret ettiğimizi keşfederiz. Hatta bunun hakkında düşünmek bile istemeyiz! Bu yüzden içimizde yükselen bu soruları bloke ederiz.

Ve sevgi, ne diye buna ihtiyacım var ki? Onları sevmek ihtiyacını hissetmiyorum. Bunsuz yol alabilirim. Bu iki uç duyguya ulaşmaya kendimi bırakmıyorum. Ve bunu ulaşmak sadece birçok çaba sarf etmekle mümkündür.

Eğer ben bir çocuğa yatırım yapmazsam, o kendi başına sokakta yetişecektir ve ben kendi kendime düşünürüm: ‘İyi, ne olacaksa olsun’ Ve o zaman daha sonra onu hapise attıklarında, bu defa kendi kendime söylenirim: ‘İyi, yapacak bir şey var mı?’ diye.

Ancak eğer ben ona yatırımda bulunursam, gün be gün, önüne talepleri yerleştirerek ve ona olan her şey hakkında kalbimin en derin yerinden onun için endişe edersem, o zaman ben hem sevgi hem de nefretle dolarım. Bu her iki nitelik benim içimde büyük endişeler için bir kapasite yaratır. Her şey benim yaptığım yatırıma bağlıdır.

Eğer bizler yaklaşan kongreye büyük ve genişleyen bir kap ile gelmek istiyorsak ne yapılmalıdır? Bizler ilk önce ülkenin kuzeyindeki dağlarda eksersiz yapmak için gittik ve birbirimizin yardımı olmaksızın dağa tırmanmak hemen hemen imkânsızdı. Bu çok iyi bir pratiktir. Oyunlar ‘çocuksu’ görünse bile aramızdaki beraberliği hissetmek adına bize yardımcı olur. Ancak şimdi, kongreden önce herkes grubun yapıyor olduğunu yapabildiği kadar kendi çabasını nasıl ekleyebileceğini araştırmalıdır.

22.11.2011 Tarihli Günlük Kabala Dersinin 3. Bölümünden, TES