Daily Archives: Kasım 29, 2011

Bir Kap Gibi Birlik

Soru: Dağıtım yaparken, Yaratan’ı birleşmenin bir gücü olarak tanımlayabilir miyiz ve bedenimizin organlarını birliğin bir örneği olarak kullanabilir miyiz?

Cevap: Hayır, birleşme bir ifadedir, son değildir. Bedenimizin tüm organları hep bir arada lehimlenmiş gibi, ahenk içinde çalışırlar ve biri öteki memnuniyet sağlar ve her biri bu birliğe kendisini eğer (iptal eder) ve diğerlerine hizmet eder.

Bu yüzden beden daha yüksek bir boyuta, özel bir güç uyandıran bütünleşmiş bir sistem haline gelmiştir: hayatın gücüne. Bu, basitçe bu hayvansal seviyede var olan bir materyal değildir, daha yüksek bir varoluşun konumudur bedenin edinimi amaç ve bütünlüktür.

Bu nerden geliyor? Başlangıçta, direkt Işık’ın dört safhası vasıtasıyla, herşey kök safhasından dördüncü safhaya düştü. Ve o zaman, birliği edinerek, dördüncü safha bu bütünlükle birlikte başlayan yaratılan bu güce yükselir, şöyle ki o tekrar kendi kök safhasına döner.

Bu evrensel bir kuraldır: Daha alçak bir seviyeyi tamamlayarak, bir sonraki seviyenin başlangıcına erişirsiniz. İşte bu yüzden bizler birlik olduğumuz (bir araya geldiğimiz) zaman daha yüksek bir gücü ediniriz. Bütünlük bir kaptır ve bu kabın içinde ifşa ettiğimiz güç ise Yaratandır.

Sizi Sonsuzluğa Bağlayan Sistem

Soru: Bizi birleştirmeye getirecek ”Zohar” denen sistem için neye ihtiyacımız var?

Cevap: Daha fazla niyet, arzuya ihtiyacımız var. Zohar tüm realitenin entegral sistemidir. Ancak neden ”Zohar” deniliyor? Ve neden özel bir kitabı açmak, özel bir kişi tarafından yazılan özel bir metni okumak ve özel sözcükleri dinlemek zorundayız?

Realitenin genel sistemi, bu sistem ve bizler arasında bir düğüm oluşturmaya aracılık eden ve bu birleşmeyi sözcükler ve cümleler içerisinde açıklayan yüce Kabalistler tarafından bizleri birleştirmek için dizayn edilir.

Bu Kitabı okurum ve hiçbir şey anlamam. Ben de bunun arka kısmını okuyabilirim. Buradaki nokta bununla bağ kurmayı arzularım ki Kabalistler kendi yazılarını bana aktarsınlar çünkü onlar benim bunlarla, bu ruhlarla, kendi birlikleri ile bağ kurmamı ve aynı zamanda bunlarla birliğe gelmemi istediler.

Onlarla bağlanıyor olduğumu nasıl bileceğim? Eğer grubumla birlik olursam, amacım mutlak surette ıslahtır: Bu yüce ruhlarla birleşmek, onlarla aynı global, entegre sisteme girmek, bunun vazgeçilmez parçası haline gelmek ve en azından bazı küçük derecede de olsa bunu arzulamak. İşte ihtiyacımız olan tamamıyla budur.

Bir kişi bunun hakkında düşünüyor, diğeri çok fazla değil ve diğeri bazen düşünüyor. Ancak genel içinde, Eğer bizler tek bir bütün olmaya gayret edersek, herkesin bireysel arzusu bir olarak birleşecektir.

Haktan Yana Olmanın Onurlu Görevi

Soru: Yaratan’ı haklı çıkaramayan ”bir günahkâr” konumundan ‘haktan yana olan bir insan” konumuna nasıl kayabiliriz?

Cevap: ”Bir günahkâr” olarak hissetmek çok iyi, yararlı ve kaçınılmaz bir durumdur. İçinde egoizm uyandığında, ”Işık’ın koruması altındasındır”, yani yönelmen gereken bir şeyler var demektir: Sana kendinin düşüş içerisinde olduğunu gösteren bunu anlamana yardımcı olan Işık’a sahipsin.

Düşüşte olursun çünkü şimdi içinde açılan yeni arzunu henüz düzeltmedin. Böylece kendini ”bir günahkâr” olarak görürsün. Bir ”günahkâr” manevi bir seviyedir ve çok onurlu bir durumdur. Bu demektir ki ben Yaratan’ın bana daha ağır bir yükü kaldırabileceğimi ve bunu düzeltebileceğimi realize ettiği bir konuma erişmişimdir! O beni daha anlamlı, ek bir göreve atıyor ve davet ediyor olarak görünür.

Ancak ben bu ek yükü henüz düzeltmedim; henüz kendimi bununla ilişkilendirerek ihsan etmeye yönlenemiyorum, böylece bu koşulda kadar kendimi halen bir günahkâr olarak kabul ediyorum. Ancak bunun için kendime kızmam; Yaratan’ı haklı çıkarırım, O’na şükrederim ve şimdi bana ifşa olan bu fırsatın içinde tekrar bağlanırım.

Bu, sıradan insanların ”günahkâr” kelimesini yorumlamasından taban tabana zıttır. Bu durum çok saygın bir konumdur. Emreden bütün her şeyin içinden beni işaret etti ve dedi ki: ”Sadece sen bu görevi taşıyabilirsin!” Diğer bir ifade ile ben kalbin ek yüküyle bahşediliyorum ve ben bunu yeni bir mücadele misyonunu üzerine alırım. Ancak şu an için, kötü bir insanım, ta ki bunu tamamlayıp haktan yana olana dek.

Firavun kendisinin günahkâr olduğunu ve Yaratan’ın haktan yana olduğunu anlamıştı. Diğer bir ifade ile manevi merdiven boyunca her konum manevidir. Kötü, haktan yana derecesinin önünden yürüyen derecelerdir. Ve böylece bu koşullar sürekli dönüşümlü olarak gelir: Bir an günahkâr ve diğer an haktan yana ve bir kez daha, günahkâr ve haktan yana olan, tekrardan daha ve daha fazla. Bu, kişinin iki bacağı ile yürümesine benzer: Bir bacak günahkârın ve diğeri ise haktan yana olanın.

Acı Hazza Dönecek

Baal HaSulam’ın YazılarındanMektup 19: Bir kişi ilk seferden Yaratan’la tümüyle bağlanmaya hazır değildir, ancak aşamalı olur, yazıldığı gibi ”Tanrısallık ve merhamet beni takip edecek.” İşte bu yüzden O özlemleri yaratır ki bunlar bağlanmanın başlangıcıdır, yazıldığı gibi, ”Haktan yana olan acı çeker”. Acı çekmesinin sebebi Yaratan’ın onunla bağlanmak arzusunda olmadığıdır. İşte bu yüzden kişi bağlanmak için gerekli olan sevgi olmaksızın acı ve özlem çeker. Kişinin hissettiği acı bağlanmanın hazzına dönüşecektir.

Soru: Yaratan bize ıstırap gönderiyorsa o zaman bizler bu koşulun içinden nasıl olurda onunla bağ kurmayı arzulayabiliriz?

Cevap: Yaratan bize ıstırap göndermez. O’ndan gelen tek şey sadece Tanrısallıktır ancak egomuz O’nun bu hoş yaklaşımını zıt yönden hisseder, yani kişi bunu ıstırap olarak deneyimler. Ancak bu, egomun ihsan etmeye yönelik değişmesi ve amacı edinmesi için gerekli olan kesin bir ”uyanış” tır. O zaman acı hazza döner.

Dünyaya olan yaklaşımımın dışında hiçbir şey değişmez, yazıldığı gibi, ”yaşlı olanı yiyeceksin”. Olan olaylara karşılık kendini ve yaklaşımını değiştirdin. Zevk alma arzunun üstüne yükselmiş oldun ve böylece ıstırap yerine hazzı deneyimlersin.

Doyumun hayali kaynaklarına özlem duyuyordun, ancak şimdi özlemin Yaratan içindir, acın ve ıstırabın doyuma dönüşür zira bundan başka birşey istemiyorsun. Sen sadece O’nu arzulamak istiyorsun ve bu şimdiden seni doldurur.